Aygün Karlı
Türkiye, Kasım 2024 itibariyle hala iklim değişikliği konusunda ulusal çapta eylem planı olmayan bir ülkedir. Hazırlıkları süren ve önümüzdeki süreçte yenisinin çıkacağı bildirilen 2011-2023 yılları aralığını kapsayan İklim Değişikliği Eylem Planı isimli belge ise geçerliliğini yitirmiştir. Türkiye’nin iklim değişikliğine dönük herhangi bir yasa veya yönetmeliği de bulunmamaktadır. Ancak görünen o ki bu konulara ilişkin yasa ve yönetmelikler önümüzdeki süreçte gündeme gelecektir. Yine de Türkiye’nin yasa ve yönetmelik açısından eksikliği beraberinde bazı soruları, sorunları ve sorumlulukları getirebilmekte.
Türkiye iklim krizinin oluşmasına neden olan sorunların tam ortasında yer alıyor. İklim değişikliğinin bir kriz haline gelmesinin nedenlerinden olan küresel sera gazı emisyon toplamında Türkiye, 209 ülke arasında 14. sırada. Avrupa Komisyonu Küresel Atmosfer Araştırmaları için Emisyon Veritabanından alınan verilere göre Türkiye küresel sera gazı emisyon miktarı açısından 2022’de tüm ülkeler arasında %1,27’lik bir paya sahip. Çin’in %29,1; Amerika Birleşik Devletleri’nin %11,1; Hindistan’ın %7,3; Avrupa Birliği’nin %6,6 ve Rusya’nın %4,7’lik payla yer aldığı küresel sera gazı emisyon miktarlarında Türkiye’nin payı düşük olarak gözükse de 209 ülke arasından 14. sırada yer almak Türkiye’nin küresel sera gazı emisyon miktarında ulusal ve uluslararası bir sorumluluk taşıdığının göstergesidir. Peki Türkiye, ulusal ve uluslararası sorumluluğunun olduğu bu alanda sorumluluğundan kaynaklanan sorunları belirliyor ve çözümleri sunuyor mu?
İklim krizine ilişkin Türkiye’nin rolünü görebilmek için uluslararası araştırma kuruluşlarının gerçekleştirmiş olduğu sıralamalara göz atmak yararlı olacaktır. Yale Üniversitesi tarafından hazırlanan Çevresel Performans Endeksine göre Türkiye iklim değişikliği politikaları açısından 180 ülkenin içerisinden 166. sırayı alabilmiştir. İklim değişikliğine dönük politikalar bir ülkenin mevcut politikalarını ve bu konudaki mevzuatını içerdiğinden Türkiye’nin konumunun belirlenmesi önemlidir. Yine de endekse göre küresel iklim değişikliği politikası puan ortalamasının 41,29 olduğu düşünüldüğünde Türkiye’nin almış olduğu 21,5 puan hayli düşündürücüdür. İlgili raporda Türkiye için endişe veren bir diğer husus da küresel olarak iklim değişikliği politikaları açısından ortalama 3,01 puan iyileşme mevcutken; Türkiye’nin iklim değişikliği politikaları son on yılda 3,20 puan geriye gitmiştir.
İklim değişikliği politikalarına dönük bir diğer derecelendirme kuruluşu olan GermanWatch tarafından hazırlanan İklim Değişikliği Performans Endeksi raporuna göreyse iklim değişikliği politikaları 20 puan üzerinden puanlanmaktadır. Bu endekse göre Türkiye, değerlendirme kuruluşunun ölçüm gerçekleştirdiği 61 ülke arasında iklim değişikliği politikası ölçeğinde kendisini sonuncu olarak bulmuştur. Türkiye’nin 20 üzerinden 1,07 puan aldığı bu raporda Rusya, Japonya, Suudi Arabistan ve İran gibi birincil enerji arzını fosil yakıtlardan sağlayan ülkelerin yer alması Türkiye açısından oldukça endişe verici.
Sonuç olarak, Türkiye’nin küresel sera gazı emisyonu sürecindeki tutumunun; iklim değişikliğine dönük politikalarındaki eksikliğinde görmenin mümkün olup olmadığı sorusu karşımıza çıkmaktadır. Türkiye iklim değişikliği politikalarına dönük ulusal bir politika belgesini henüz oluşturmamıştır. 2016’da yürürlüğe giren Paris Anlaşmasına 2021’de taraf olan Türkiye’nin ulusal bir politika belgesinin hazırlanma aşamasında oluşu iklim krizine hangi sorular etrafında yanıt aradığının belirli olmayışı sonucunu doğurmaktadır. Bu bakımdan Türkiye, küresel anlamda iklim değişikliğine ilişkin sorunların aktörleri arasında yer almaktadır. Ancak Türkiye; iklim krizi konusunda mevzuat açısından herhangi bir düzenleme gerçekleştirmemiştir. Nitekim 2011-2023 yılları arasını kapsayan İklim Değişikliği Eylem Planının sonuçlarına ilişkin herhangi bir değerlendirme raporu da bulunmamaktadır. Bu bakımdan ilgili bakanlığın 2011-2023 yılları aralığı kapsayan süreçteki eylem planının sonuçlarını açıklamasının ve hedeflere ulaşılıp ulaşılmadığının gösterilmesi yararlı olacaktır.
Kısaca, denilebilir ki Türkiye iklim değişikliğinin bir kriz haline geldiği ülkelerden birisi olmak üzeredir. Özellikle afet süreçlerinde bunu görebilmekteyiz. Buna karşın, uygulama sürecinden bağımsız, henüz bir düzenleme sürecine dahi girilmemiştir. Türkiye’nin iklim krizine dönük sorunlardan en az etkilenebilmesi ancak mevzuatını oluşturması ve bu mevzuatı uygulamaya dökecek politikaları hazırlamasıyla mümkündür.
Kaynakça
Climate Change Performance Index, https://ccpi.org/ranking/
EDGAR – Emissions Database for Global Atmospheric Research, GHG emissions of all world countries: 2023 Report, https://edgar.jrc.ec.europa.eu/report_2023
Environmental Performance Index, 2022 EPI Results, https://epi.yale.edu/epi-results/2022/component/epi
Oku