Prof. Dr. Nevzat Saygılıoğlu CNNTürk'te
11.09.2023

Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’de, dünyanın en büyük 19 ekonomisiyle Avrupa Birliği'ni (ABD) bir araya getiren G20 zirvesi 9-10 Eylül tarihleri arasında gerçekleşti. Bu yılki ‘Tek Dünya, Tek Aile, Tek Gelecek’ ana temasıyla düzenlenen zirve ile ilgili görüşlerini CNNTürk ile paylaşan Bölüm Başkanımız Prof. Dr. Nevzat Saygılıoğlu kendisine sorulan soruları yanıtladı. 11 Eylül 2023 günü öğleden sonra CNN televizyonunda uzman görüşü olarak yayınlanan Nevzat Saygılıoğlu'na ait açıklamalar:

Hindistan-Orta Doğu-Avrupa ‘ekonomik koridoru’ duyurusu hakkındaki görüşleriniz nelerdir? Kuşak ve Yol girişimine karşı bir hamle olarak değerlendirilebilir mi?

“Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in 2013 yılında Kazakistan'ın başkenti Astana'da resmen duyurduğu "Kuşak-Yol Projesi" (One Belt One Road Project), tarihi "İpek Yolu"nun günümüzde Pekin'den Londra'ya uzanan yeni bir versiyonu. 3 kıtaya ve 60'a yakın ülkeye yönelik yaklaşık 12 trilyon dolarlık bir proje. Bilindiği üzere; Kuşak-Yol Projesi iki ana bölümden ve beş güzergahtan oluşuyor. Birincisi kara ile demiryolundan müteşekkil İpek Yolu Ekonomik Kuşağı; diğeri se 21. Yüzyıl Deniz İpek Yolu.

Türkiye, Orta Koridor Girişimi ile birlikte bu projenin vazgeçilmez bir parçası olma tarafını seçti. Orta Koridor, Türkiye’den demiryolu ile Gürcistan ve Azerbaycan’a, bu taraftan da Hazar denizini aşıp Türkmenistan ve Kazakistan’ı geçip Çin’e uzanıyor. Türkiye, bu projenin alt yapısını hazırlama konusunda önemli yol aldı. Şöyle ki; Bakü-Tiflis-Kars demiryolu, Türkiye içerisinde yapılan bölünmüş yollar, Yavuz Sultan Selim ile Osman Gazi köprüleri, hızlı tren hatları, otobanlar, Marmaray ile Avrasya tünelleri, 1915 Çanakkale Köprüsü, lojistik üsleri ve iletişim altyapıları Orta Koridor Projesi kapsamı içerisinde gerçekleşen alt yapı yatırımlarını oluşturdu. Bu projeye doğuda Japonya ve batıda Hindistan ve özellikle de ABD çok da sıcak bakmadı; Rusya ise gürültü çıkarmadan desteğini ortaya koydu. Zaten Çin, kendi amacı doğrultusunda yol almaya devam etti.

Şimdi G20 Zirvesi’nde gündeme getirilen "Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru" bu inisiyatife bir "çelme" niteliğini taşıyor. Yani Kuşak-Yol Projesine karşı bir alternatif, daha doğrusu bir deneme olarak ortaya çıkıyor. Bu inisiyatifin içindeki ülkelere ve coğrafyalarıyla ekonomik ve siyasi yapılarına bakınca çok da gerçekçi görünmüyor. 

Ekonomi ve küresel ticaret açısından sonuç bildirgesinde yer alan mesajlarda dikkatinizi çeken ve üzerinde durulması gerektiğini düşündüğünüz başlıklar nelerdir?

G20 Zirvesi, özellikle Çin ve Rusya'nın eksikliğiyle yapıldığı için fotoğraf tam oluşmadı. Bu eksikliğin yanı sıra, pandemi sonrası halen toparlanamayan küresel ekonomi ve Rusya-Ukrayna savaşı gölgesi de varlığını korudu. Dolayısıyla ekonomi ve küresel ticaret açısından sonuç bildirgesinde yer alan mesajları da ihtiyatlı olarak değerlendirmek gerekiyor. Yani bu zirvenin bekleneni vermesi çok kolay görünmüyor. 

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in zirveye katılmaması G20’nin en çok konuşulan başlıkları arasındaydı. Bu hamlenin ardında bir mesaj aranmalı mı?

Vladimir Putin ve Şi Cinping’in zirvede yer almaması ve daha alt düzeyde temsili tercih etmesi, zirve için, geleceğe dönük yapılacak analizlerde hep bir boşluk olarak görülecektir. Özellikle ABD'nin Trump döneminde Çin'e karşı başlattığı ticaret savaşları Biden döneminde daha yumuşak ama daha geniş cephe kazanmış durumda. Öte yandan Ukrayna-Rusya savaşı ile Rusya zaten hem diplomatik olarak ve hem de finansal açıdan köşeye sıkıştırılmış durumda. Bu zirve ile her iki ülkenin de önemini azaltma veya gizleme çabaları öne çıktı. 

Afrika Birliği’ne daimî üye statüsü verilmesi yönündeki onay ne anlama geliyor?

Afrika’da politik, sosyal ve ekonomik bütünleşmenin sağlanması, kalkınmanın hızlandırılması, barış ve istikrarın korunması ve demokrasi ile iyi yönetim ilkelerinin benimsenmesi amacıyla 2002 yılında resmen kurulmuş ve üye sayısı 55'e ulaşmış bir uluslararası örgüt olarak Afrika Birliği’ne G20 Zirvesi’nde daimî üye statüsü verilmesi zirvenin önemli çıktılarından biridir. Şöyle ki; her şeyden önce iki veya tek kutuplu dünyadan çok kutuplu dünyaya geçiş çabaları ortadadır. Nüfusu ve ekonomik gücü ile Çin ve Hindistan gibi ülkelerin öne çıktığı açıktır. Öte yandan hem Rusya ve Çin'in yokluğunu fırsat bilerek ve hem de Rusya ve Çin'in görünürde eksikliğini gizleyerek bu hamlenin gerçekleştirildiği gün gibi ortadadır. Öte yandan Afrika'nın da dünyanın ilgisini çeken yeni bir ekonomi ve ticaret destinasyonu olduğu gerçeği de bilinmektedir. Dolayısıyla bu hamle diplomatik ve siyasi açıdan da önemlidir. 

Haberin tamamı için tıklayınız.