Başkent Ankara’nın 86 Yıllık Serüveni Ankara Sempozyumu’nda Ele Alındı….
16.10.2009
Ankara’nın başkent oluşunun 86. yıl dönümü nedeniyle Atılım Üniversitesi Kütüphane Müdürlüğü tarafından düzenlenen “Ankara Sempozyumu” başkentin tarihsel gelişimine tanıklık etmiş konukların katılımıyla gerçekleştirildi.
Sempozyumun açılışında konuşan Kütüphane Müdürü Nilüfer Ünal, hatıralarında kalan Ankara’ya duyduğu özlemi dile getirirken, Rektör Prof. Dr. Abdurrahim Özgenoğlu, Ankara’nın Kurtuluş Savaşı’nın karargâhı ve Cumhuriyetin merkezi olduğunu belirterek, Ankara’nın kimliğini, kişiliğini Cumhuriyetle bulduğuna değindi.
Programa katılan Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık, 1960 – 1970’li yılların Ankara’sının kendi kuşağı için artık bir rüya olduğunu ve bir zamanlar sembol olarak gördükleri kent dokusunun tahribinin, bugünün geçleri açısından da benzer sonuçlar yaratacağını kaydetti. Değişimin bu hızla devam etmesi halinde gençler için şu anda değerli olan yerlerin, yakın gelecekte görülmeyeceğini, kentin hafızası ve kimliğinin hızla yok olacağını belirten Tanık, Ankara’nın kentsel süreçte yok olmasına dur denilmesi gerektiğini, yaşamın güvenilir kılınmasının ancak bu şekilde sağlanabileceğini ifade etti.
İlk oturumda söz alan Anayasa Mahkemesi Emekli Başkan Vekili Güven Dinçer, “Ankara’nın başkent oluşuyla ilgili olarak üzerinde az durulan Cumhuriyet dönemi öncesi Ankara’nın kültürel yapısı hakkında bilgiler verdi. Dinçer, Atatürk’ün henüz 1918’de İstanbul’da yaşıyorken Ankara’yı tespit ettiğini, Ankara’nın bambaşka bir kültürel yapıya sahip, yalnız kendisi için değil tüm ülke için üretim yapan bir merkez olduğunu kaydetti.
Ankara’nın 16. yy’da yapılan bir sayımda Anadolu’nun en kalabalık ikinci kenti olarak tespit edildiğini belirten Dinçer, Ahiler’in Moğol istilası esnasında bu şehrin düzenini koruma görevini alarak, Tokat ve Sivas’ı da savunduklarını, yine Milli Mücadeleye en fazla katkı sağlayan ilin Ankara olduğunu ifade etti.
Atılım Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü öğretim görevlisi Zafer Şahin Ankara’nın iyi korunamayan tarihi değerlerine değinirken, Turizm İşletmeciliği Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Gül Güneş, Ankara’nın büyük bir alışveriş merkezi haline geldiğini, insanların ve özellikle gençlerin kendilerini geliştirip, boş zamanlarını enerji verecek, bilgi, görgü ve birikimlerini arttıracak kültürel, turistik yerleri ziyaret etmek yerine, alışveriş merkezlerinde zamanlarını geçirdiklerini ifade etti.
Öğleden sonra gerçekleştirilen ikinci oturumda Cumhuriyet Gazetesi yazarı Işık Kansu çocukluğunu geçirdiği Ankara’ya ilişkin bilgi verirken, Ankaralılar Meclisi Onur Kurulu Başkanı Ahmet Çavuşoğlu anılarında kalan Ankara’yı anlattı. Ankara’nın kentsel dönüşümü sırasında yatakları değiştirilen, üstü kapatılan akarsularına değinen Kolleksiyoner Necati Kazancı ise yurt içinde ve yurt dışında şehirlere estetik değer katan nehirler olmasına karşın, Ankara’da kaynağın kullanılmadığını belirtti.
Sempozyumun son konuşmacısı olan Ankaralı Gezginler Grubu üyesi Yazar ve Gezgin Timur Özkan, ülkemizde Unesco tarafından tescil edilmiş doğal ve tarihi zenginliklerin büyük bir kısmının Ankara il sınırları içinde ya da günübirlik mesafede bulunduğunu, Ankara’nın dünya mirası içinde yer alan birçok tarihsel değeri sergileyen müzelere sahip, gezilmek istendiğinde birçok alternatif sunan zengin bir kent olduğunu belirtti.